bir köşeye koymak
- saklamak, biriktirmek
Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı, çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde, ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Look at other dictionaries:
bir köşeye atmak — (bir şeyi) gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
oturtmak — i, e 1) Oturma işini yaptırmak Elini ayağını bağladım, bir köşeye oturttum. S. F. Abasıyanık 2) Koymak, yerleştirmek Kalemi aldım ve kâğıda yazının başlığını oturttum. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük